Kavramsal değişim öğrencilerin kavramları anlamlandırma
şekillerine göre meydana gelmektedir (Duit & Treagust, 2003). Öğrencilerin
kavramları anlamlandırıp anlamlandıramadıkları; “kavram haritaları”, “tahmin-
gözlem- açıklama”, “olaylar hakkında mülakat”, “kavramlar hakkında mülakat”, “çizimler”,
“kelime ilişkilendirme”, “teşhis edici testler” gibi çeşitli anlamayı ölçme ve
değerlendirme yöntemleriyle tespit edilebilmektedir (White & Gunstone,
1992; Ayas, Karamustafaoğlu, Cerrah & Karamustafaoğlu, 2001; Bak, Şahin
& Ayas, 2006). Kavramsal değişim öğrencilerin ön kavramlarından sonraki öğrenme
şekillerini nitelendirmektedir (Duit & Treagust, 2003).
Posner ve Strike (1992) kavramsal değişimin
sağlanabilmesi için dört kriter belirlemişlerdir:
1. Memnuniyetsizlik (Dissatisfaction): Öğrenciler kendi
kavramlarının farkında olmalıdırlar. Kavramlarının ihtiyaçlarını
karşılayamadığını hissetmelidirler. Bu aşamada öğrencilerin kavramsal değişim
sürecine katılmaya hazır hale gelmesi için; öğrenciler var olan kavramlarıyla
yeni kavramların arasındaki memnuniyetsizliğin gerekçesinin farkında olması, öğrencilerin
var olan kavramlarıyla yeni kavramlar arasında uzlaşma sağlanması gerektiğine
inanması, öğrencinin yeni kavramlarla var olan kavramların arasındaki
tutarsızlığı gidermek için çaba göstermesi önemli olmaktadır.
Memnuniyetsizliğin gerçekleşmesiyle
gerçekleşebilecek durumlar;
a. Yeni kavramlar reddedilebilir.
b. Yeni kavram var olan kavramlarla
ilişkilendirilemediğinde ilgisizlik olabilir.
c. Yeni kavram var olan kavramla ilişkilendirilmeden
olduğu gibi kabul edilebilir.
d. Yeni kavram var olan kavramlara benzetilmeye
çalışılabilir.
2.
Anlaşılabilirlik (Intelligibility): Kavramlar öğrenciler için
anlaşılabilir olmalıdır. Bilimsel kavramlar öğrencilerin anlayabilecekleri
şekilde sunulmalıdır. Anlaşılabilirlik öğrencilerin var olan kavramlarının yeni
ve doğru kavramlarla yer değiştirmesini sağlamak için önemlidir.
3. Akla Uygunluk (Plausibility): Kavramlar öğrenciler
için akla uygun olmalıdır. Öğrenciler bilimsel kavramları kabul ederken kendi
kavramlarını reddetme gerekçelerini anlayabilmelidirler. Yeni bilimsel doğru
kavramların akla uygun olması için aşağıdaki kriterlerden faydalanılabilir:
a. Yeni kavram öğrencilerin var olan bilgisiyle uyum
içinde olmalıdır.
b. Yeni kavram öğrencilerin ön deneyimleriyle uyumlu
olarak sunulmalıdır.
c. Yeni kavram öğrencilerin karşılaştıkları problemleri
çözebilme kapasitesine sahip olmalıdır.
d. Yeni kavram başka bilgilerle de uyum içinde
sunulmalıdır.
4. Verimlilik (Fruitfulness): Öğrenciler kendi
kavramlarına yönelik sunulan bilimsel kavramları deneme ihtiyaçları
duyduklarında denemeler olumlu sonuç vermelidir (Canpolat & Pınarbaşı,
2002; akt. Talib, Matthews & Secombe, 2005).
Thorley (1990), araştırmasında kavramsal değişimin
sağlanmasında, kavramların sadece anlaşılabilirlik özelliğine sahip olmasının
öğrencilerde düşük düzeyde kavramsal değişimin gerçekleşmesine neden olacağını,
kavramların anlaşılabilirlik özelliği yanında akla uygunluk ve verimlilik
özelliklerine de sahip olmasının öğrencilerde yüksek düzeyde kavramsal
değişimin gerçekleşmesini sağlayacağını vurgulamıştır.
Biemans ve Simons (1995) ise kavramsal değişimin
sağlanabilmesi için öğrencilerden beklenilen davranışları;
- Öğrencilerin ön
kavramların farkında olmaları sağlanmalıdır.
- Öğrenciler ön
kavramlarıyla yeni bilgiyi karşılaştırmak için hazır hale gelmelidirler.
- Öğrenciler yeni
kavramı oluşturmak için odaklanmalı ve uyarılmalıdırlar.
- Problem durumlarında
yeni kavramları uyarlayabilmelidirler.
- Öğrenciler yeni
kavramı değerlendirebilmelidirler.
şeklinde
belirtmişlerdir.
Yukarıdaki metin Şahin'in (2010) doktora tezinden aynen alınmıştır.
Yukarıdaki metin Şahin'in (2010) doktora tezinden aynen alınmıştır.
Şahin, Ç. (2010). İlköğretim 8. Sınıf “Kuvvet Ve
Hareket” Ünitesinde “Zenginleştirilmiş 5e Öğretim Modeli”ne Göre Rehber
Materyaller Tasarlanması, Uygulanması Ve Değerlendirilmesi, Doktora Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder